Welcome to Our Website

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, sosyal diyalog mekanizmalarını işleten bir yönetim anlayışını benimsediklerini söyledi

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “Hükümet olarak, göreve geldiğimiz günden bu yana konu ne olursa olsun her zaman ilgili taraflarla istişareden yana olduk, sosyal diyalog mekanizmalarını hassasiyetle işleten bir yönetim anlayışını benimsedik.” dedi.

Bakan Işıkhan, Antalya’nın Kemer ilçesinde düzenlenen Türkiye Kamu-Sen Genişletilmiş Şube Başkanları İstişare Toplantısı kapsamında düzenlenen “Cumhuriyet’imizin 2. Yüzyılında Kamu Personel Rejiminin Geleceği Paneli”ne katıldı.

Işıkhan, Türkiye Cumhuriyeti’nin, bu topraklarda hüküm sürdükçe gerek sınır içerisinde gerek de sınır dışında teröre, teröriste ve hıyanete geçit vermeyeceğini belirtti.

Işıkhan, terörle ve ona destek olan odaklarla mücadelelerinin köklerini kurutana kadar azim ve kararlılıkla devam edeceğini söyledi.

Türkiye’nin son yıllarda atlattığı badirelere rağmen her zaman büyüme ve kalkınma yolunda başarıyla ilerlediğini kaydeden Işıkhan, bu kalkınma sürecinin, çalışma hayatının tüm bileşenlerine de olumlu yansıdığını vurguladı.

Yeni asgari ücret miktarını geçen hafta karara bağladıklarını hatırlatan Işıkhan, enflasyon karşısında çalışanların yanında olma kararlılığını koruyarak asgari ücreti 11 bin 402 liradan 17 bin liraya yükselttiklerini kaydetti.

“Bu rakamla net asgari ücrete önceki döneme göre yüzde 49, önceki yıllara göre de kümülatif olarak yüzde 100 oranında artırmış olduk.” diyen Işıkhan, asgari ücretin 2002 yılına göre reel olarak 3,5 kat artış sağladığını vurguladı.

Aralık ayı enflasyon oranıyla memur ve memur emeklilerine de yüzde 49,25 artış yapılacağına işaret eden Işıkhan, “Bu süreçte bize liderlik eden Sayın Cumhurbaşkanı’mız olmak üzere sürece destek veren, katkı sağlayan tüm işçi ve işveren sendikalarımıza, kurumlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle ortak akıl ve istişare anlayışımızı da pekiştirmiş olduk. Hükümet olarak, göreve geldiğimiz günden bu yana, konu ne olursa olsun her zaman ilgili taraflarla istişareden yana olduk, sosyal diyalog mekanizmalarını hassasiyetle işleten bir yönetim anlayışını benimsedik.” ifadelerini kullandı.

Vatandaşlara hizmet bilinciyle hareket ederken her alanda paydaşlarla hareket etmeyi, onların öneri ve eleştirilerini dikkate alarak yol almayı kendilerine düstur edindiklerini aktaran Işıkhan, “Bugün burada bir arada bulunmamız bu anlayışın açık bir tezahürüdür. Sendikacılık, sosyal dayanışmanın en büyük itici gücüdür. Memur sendikalarımız ise hiç kuşkusuz çalışma hayatımızın en önemli temsillerinden biridir. Kamu personel yönetimi alanında en önemli paydaşlarımız, önemli emekleri bulunan kamu görevlileri sendika ve konfederasyonlarıdır.” diye konuştu.

Bakanlık olarak her fırsatta sosyal paydaşlarla bir araya geldiklerini, istişare ve diyalog mekanizmalarını canlı tuttuklarını anlatan Işıkhan, şöyle devam etti:

“Bu anlayışla istişare mekanizmamızın olmazsa olmazı olarak gördüğümüz Üçlü Danışma Kurulunu uzun bir aradan sonra 20 Ekim’de yeniden topladık. Kamu Personeli Danışma Kurulumuzu yakın zamanda toplayarak kamu görevlilerimizle ilgili hususları görüştük. Ülkemizde kamu görevlileri sendikacılığı yakın bir geçmişe sahip olmasına rağmen bu konuda önemli adımlar atıldı. Bildiğiniz gibi kamu çalışanlarımıza sendika kurma hakkı 1995 yılında Anayasa değişikliği ile tanınmış, bu hakkın kullanımını düzenleyen yasa ise 2001 yılında yürürlüğe girmişti. Böylece memur sendikacılığı yasal bir zemine oturmuş oldu. O tarihten itibaren özellikle hükümetlerimiz döneminde kamu görevlileri sendikacılığında sendikalaşma oranı hep artan bir seyir izledi.”

2010 Anayasa referandumu vurgusu

Bakan Işıkhan, hükümet olarak elbette en büyük temennilerinin bu oranların çok daha yüksek seviyelere çıkması ve tüm kamu çalışanlarımızın sendikalaşması yönünde olduğunu söyledi.

“Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana özellikle kamu görevlileri sendikacılığında son derece önemli değişiklikleri hayata geçirildi.” diyen Işıkhan, bunlardan en önemlisinin şüphesiz kamu görevlilerinin mali ve sosyal hakları için toplu sözleşme imkanı sunan 2010 Anayasa referandumu olduğunu dile getirdi.

Kamu görevlilerine mali ve sosyal haklarının belirlenmesi sürecinde masaya oturarak taraf olma hakkı veren bu değişikliğin hem istişare kültürü hem de kamu sendikacılığı alanında oldukça önemli bir dönüm noktası olduğuna dikkati çeken Işıkhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“2012 yılında yürürlüğe giren yasa doğrultusunda toplam yedi toplu sözleşme gerçekleştirdik. Geçtiğimiz ağustosta ise bildiğiniz gibi 2024 ve 2025 yıllarını kapsayan kamu görevlilerimizin mali ve sosyal haklarını içeren 7. Dönem Sözleşme Görüşmeleri’ni gerçekleştirdik. Görüşmeler neticesinde alt hizmet kollarına yönelik ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararlarıyla kamu görevlilerinin geneline yönelik çok sayıda kazanım elde edildi. Bir kez daha tüm kamu camiamız adına hayırlı olmasını diliyorum. Cumhuriyet’imizin bir asrını geride bıraktığımız şu zaman diliminde geriye baktığımızda, tüm engellemelere rağmen ulaşılamaz olarak görülen hedeflerimize bir bir ulaştığımızı görüyoruz.

Özellikle hükümetlerimiz dönemini kapsayan son 21 yıl, hemen her alanda olduğu gibi kamu personel yönetiminde de özellikle geçmişin çözülemez denilen sorunlarını sosyal paydaşlarımızla birlikte çözüme kavuşturduğumuz bir dönem oldu.”

Hükümetin insan odaklı hizmet anlayışıyla Türkiye’de kamu dahil tüm hak ve özgürlüklerin teminatı, sorun odaklı değil, çözüm odaklı kamu politikalarının uygulayıcısı olduğunu belirten Işıkhan, kamu çalışanları için gelecekte yapacakları hizmetlerin en sağlam teminatının geçmişte yapmış oldukları reformlar olduğunu ifade etti.

Cumhuriyet’in ikinci asrının kamu personel rejimi başta olmak üzere ülkeyi ve milleti ilgilendiren her alanda yükseliş dönemi olacağına inandıklarını anlatan Işıkhan, “Bu süreci, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ortaya konulmuş olan Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışır şekilde Sayın Devlet Bahçeli’nin de çok büyük destekleriyle çalışmanın ve üretimin yüzyılı yapmak ortak hedefimizdir. Biz bugünlere işçisi, işvereni, memuru, yatırımcısı, üretimcisi ve girişimcisiyle, tıpkı bir cephede yardımlaşır gibi dayanışma, birlik ve beraberlik şuuru içerisinde hep birlikte geldik. İstikbalde de aynı ruhu korur, küresel arenada her bakımdan daha büyük ve daha güçlü Türkiye hedefi istikametindeki yürüyüşümüzü aynı kararlılıkla ve azimle sürdürürsek, Allah’ın izniyle dahili ve harici anlamda aşamayacağımıza hiçbir engelimiz olamaz.” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir