Geçtiğimiz günlerde Atina’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Miçotakis arasında imzalanan ve yayınlanan “Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi”ne sivil ve askeri uzmanlardan tepkiler sürüyor. Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan emekli Tuğamiral Mustafa Özbey, “Yunanistan ile Türkiye arasında imzalanan mutabakat metninde, Türkiye lehine tek bir unsur yoktur. Aksine, Yunanistan’ın de-fakto yarattığı sözde kazanımlara meşruiyet fırsatı sunmaktadır” derken emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik ise bildirinin Yunanistan tarafından istismar edilmeye pek müsait olduğuna ve Türkiye’nin son yıllardaki pozisyonunun gerisinde bir pozisyon aldığına dikkat çekti.
‘YUNANISTAN’IN ZAFERİ’
Bildiriyi Cumhuriyet’e değerlendiren Mavi Vatan’ın teorisyeni emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, “Bu bildiri, Mavi Vatan’dan vazgeçmek, Yunanistan açısından da diplomatik zaferdir” dedi. Türkiye ile Yunanistan arasında jeopolitik sorunların kaynağı Türkiye değildir” diyen Gürdeniz, “Lozan dengesini bozan Türkiye değildir, adaları silahlandıran Türkiye değildir. Aksine Türkiye, 12 mil tehdidi ile kıtaya sıkıştırılmak istenen, karşısına; Çanakkale’den çıkan bir geminin İskenderun’a ulaşabilmesini bile engelleyen bir harita ile tehdit edilen taraftır” ifadelerini kullandı. Geçmişte Yunanistan’ın bu girişimlerde en ufak taviz vermediğine değinen Gürdeniz, şunları söyledi:
“Yunanistan kronikleşmiş Ege ve Doğu Akdeniz yaklaşımı ile Türkiye’nin egemenlik haklarını hedef almaktadır. Egemenlik sorunlarını çözememiş iki ülke anlaşma yapamaz. Bildiride BM’ye “sorun çözücü” atıf yapması risklidir. Böyle bir bildirinin Türk Dışişleri öncülüğünde imzalanması zayıflık algısı yaratacaktır. Arınç 2005 yılında, 1995 yılındaki TBMM kararına atıf yaparak Yunanistan’ın tehdidine yanıt veren kararın geri çekilmesini istemişti. Bu bildiri ile dolaylı olarak Arınç’ın çizgisine dönüldüğünü görüyoruz.” l HATAY