“Casus merkezi” olarak adlandırılan bu gizemli bina, orada çalışan eski mühendislerin iddiaları doğru ise Amerika Birleşik Devletleri için çok ciddi bir göreve hizmet ediyor.
Hazırsanız Titanpointe adlı bu yerin ilk başta hangi amaçla kurulduğuna ve şu anda içerisinde neler döndüğüne daha yakından bakalım.
Öncelikle binanın bazı özelliklerine değinelim:
- 29 katlı
- 3 bodrum katına sahip
- Herhangi bir felaket durumunda 1500 kişiye, 2 hafta yetecek kadar yiyecek bulunuyor
- Atomik bir patlamaya dayanıklı
- Hiç penceresi yok
- Geceleri dev bir gölgeyi andırıyor
1974 yılında inşa edilen bina, dış tasarımıyla dikkatleri üzerine çekiyor.
Yüksekliği ve tekdüze yapısı, “modernist” olarak tanımlansa da epey gizemli duruyor. Bu devasa binanın içerisinde ne olup bittiğini merak etmemek elde değil. Kafanızda yeterince soru işareti oluştuysa anlatmaya başlayalım.
Titanpointe ilk başlarda farklı bir amaç için inşa edilmişti.
New York’un Manhattan bölgesinde, 33 Thomas Sokağı’nın hemen yanında bulunan bina, ilk başta telekomünikasyon firması “AT&T” tarafından inşa edildi ve uzun süre boyunca telekomünikasyon altyapısını barındırdı.
Daha sonra ise Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) tarafından kullanılmaya başlandı. Zaten AT&T’nin, NSA ile iş birliği yaptığı bilinen bir gerçek.
ABD, bu binada istihbarat topluyor.
İddialara göre NSA’nın Titanpointe’yi kullanma amacı; elektronik iletişimleri izlemek, analiz etmek ve ulusal güvenlikle ilgili istihbarat toplamaktı. Bina, çeşitli telekomünikasyon hatlarını ve altyapıyı barındırmasının yanı sıra NSA’nın istihbarat toplama operasyonlarını desteklemek için özel olarak donatıldı.
Titanpointe’de gerçekleştirilen gözetimin büyük bir kısmı, AT&T’nin uluslararası telefon ve veri kabloları üzerinden gönderilen aramaların ve diğer iletişimlerin izlenmesini içeriyor gibi görünüyor. NSA’nın belgeleri ise aynı zamanda hava yoluyla iletilen bilgileri izleyen güçlü uydu antenleriyle (muhtemelen 33 Thomas Caddesi’nin çatısında bulunanlar) donatıldığını gösteriyor.
Ayrıca binanın içinde çağrıları farklı telefon ağları üzerinden yönlendirmek için kullanılan en az üç “4ESS anahtarı” bulunduğu da ortadaydı. 2004 yılında emekli olan eski bir AT&T mühendisi Thomas Saunders, şunları söylemişti: “İlk ikisinden biri, yurt içi uzun mesafe trafiğini yönetiyordu; diğeri ise uluslararası bir ağ geçidiydi.”
2013 yılındaki sızıntılar, kamuoyunun da dikkatini çekti.
Özellikle Edward Snowden’ın 2013 yılında ortaya çıkardığı sızıntılar, Titanpointe gibi tesislerin varlığını ve NSA’nın küresel çapta internet ve telefon iletişimlerini izleme kapasitesini kamuoyuna duyurmuş oldu.
Binanın; Birleşmiş Milletler, Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası ve aralarında ABD’nin de bulunduğu en az 38 ülkenin iletişimlerini hedef alan bir dizi tartışmalı gözetleme programı için kullanılan bir “çekirdek konum” olduğu iddia ediliyor. NSA ise bu konu hakkında yorum yapmayı reddiyor.
Operasyonlar gizli yürütüldüğünden yeterince güvenilir bilgiye sahip olamıyoruz.
Titanpointe gibi bu tür tesisler, ulusal güvenliği sağlamak ve terörle mücadele gibi amaçlarla gizli istihbarat operasyonlarını yürütmek için kritik öneme sahip fakat bu gibi tesisler hakkında resmî bilgiye pek sahip değiliz. Kısacası gizlilik politikaları uyguladıkları için tam olarak ne gibi faaliyetlere ev sahipliği yaptığı hakkında net bir şey söyleyemiyoruz.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: