Türkiye Barolar Birliği (TTB) tarafından tutuklu milletvekili Can Atalay hakkında verilen hak ihlali kararının uygulanmaması nedeniyle İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ve Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi üyeleri hakkında ceza soruşturması başlatılması talebiyle başvuruda bulunuldu.
BAKANLIK VE YARGITAY’A BAŞVURULAR
TBB’den yapılan açıklamada “Hatay Milletvekili seçilen Şerafettin Can Atalay’ın bireysel başvurusuna ilişkin ikinci kez verilen hak ihlali kararı üzerine; kararı uygulamayan İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi heyeti hakkında, karar verildikten hemen sonra 29.12.2023 tarihinde Türk Ceza Kanunu’nun 109’uncu (Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma), 257’nci (Görevi kötüye kullanma) ve 309’uncu (Anayasayı ihlal) maddelerine aykırılıktan ceza soruşturması başlatılması talebi ile Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne başvurulmuştur” denildi.
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
– Yine Atalay’ın bireysel başvurusuna ilişkin Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin ikinci kez vermiş olduğu karar üzerine Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi Başkan ve üyeleri hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 109’uncu (Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma), 257’nci (Görevi kötüye kullanma), 301’inci ( Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama) ve 309’uncu (Anayasayı ihlal) maddelerine aykırılıktan ceza soruşturması başlatılması ve soruşturmanın etkin ve etkili bir şekilde yürütülerek cezalandırılmaları istemi ile haklarında kamu davası açılmasının sağlanması talebi ile Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’na sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanı’na başvurulmuştur.
CHP DE BAŞVURDU
Öte yandan Cumhuriyet Halk Partisi de AYM’nin Atalay hakkındaki ikinci ihlali kararına da uyulmaması üzerine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri hakkında disiplin soruşturması açılması dilekçesini Hakim Savcılar Yüksek Kurulu’na ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi hakkında görevden çekilmeye davet dilekçesini ise Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’na verdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi hakkında Hakim Savcılar Kurulu’na verilen dilekçede, Anayasa’nın 153. maddesine atıfta bulunuldu. Anayasa Mahkemesi kararının herkes için bağlayıcı olduğu ve Can Atalay hakkında verilen hak ihlali kararının hukuki yorumun ötesinde siyasi nedenlerle uygulanmadığı kaydedilerek şu ifadeler kullanıldı:
– İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi başkan ve üyeleri, Anayasa’nın 153. maddesinde ifadesini bulan Anayasa Mahkemesi kararlarının herkes için bağlayıcı olduğuna ilişkin hükmü hukuki yorumun ötesinde siyasi nedenlerle uygulamayarak kişi hürriyeti ve güvenliği, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma ve bireysel başvuru haklarını ihlal etmiş, görevlerini kötüye kullanmıştır.
“DEVLET KURUMLARI ARASINDAKİ ÇEKİŞME…”
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Can Atalay kararında imzası bulunan heyetin başkan ve üyeleri hakkında görevden çekilmesi talebiyle Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’na sunulan dilekçede, heyetin devlet kurumları arasındaki çekişmeye hukuku alet ettiği belirtilirken, “Heyet, var olan bir mahkeme kararını tanımamış, bunu yaparken de mahkeme heyetini (AYM) suçlayıcı ifadelerde bulunmaktan kaçınmamıştır” ifadelerine yer verildi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin açıkladığı gerekçeli kararın da eleştirildiği dilekçede, “Anayasal düzenin bir parçası olan Anayasa Mahkemesi’ni fiilen ortadan kaldırma çabası niteliğindedir. Heyet, Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin bir hukuki nitelendiremeden ziyade, kişiselleşmiş çıkarımlarla Anayasa Mahkemesinin kendilerini tehdit ettiği savını ileri sürmüş, hamaset dolu anlatımlarla Anayasa Mahkemesi üyelerini suçlayıcı ifadeleri kararlarda dillendirmiştir” denildi.
“İŞLENEN SUÇ HUKUKİ HAD AŞIMI”
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin gerekçeli kararında Anayasa Mahkemesi’nin sadece Can Atalay konusunda verdiği kararı değil, tüm kararları eleştirmek suretiyle tarihi ve siyasi tutum sergileme çabasında olduğunun altı çizilen dilekçede devamla şu ifadeler kullanıldı:
“Heyetin karar yazma gücüne dayanarak işlediği suçlar, Anayasa’nın uygulanabilirliğine ilişkin güvenin ciddi şekilde sarsılmasına yol açmaktadır. Heyet başkanı ve üyeleri herkes gibi Anayasa’nın 153. maddesiyle bağlıdır. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı beğenmek zorunda olmasa da uygulamak zorundadır. Heyet üyelerinin fiili sadece hukuki yanlış değerlendirme olarak görülemez, işlenen fiil suç ve hukuki had aşımıdır”
“YARGI DARBESİNE DUR DEMEK ZORUNDAYIZ”
Şikayet dilekçelerine ilişkin açıklamalarda bulunan CHP Seçim ve Parti Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi Binici, iktidarın Anayasa’yı yok saydığını belirterek, “Anayasa demek temel yurttaşlık hakkı demektir. İktidar bir anayasasızlaşma sürecine girmek istiyor. Sadece Can Atalay için değil, 86 milyonun özgürlüğü için bugün şikayet dilekçelerimizi gerekli mercilere ilettik. Anayasa Mahkemesi kararını hiçe sayan ve Anayasa’yı askıya alan bu darbe girişimini kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Yaşanan hukuksuzluklara karşı sadece şikayet dilekçeleriyle yetinmeyeceğiz” diyen Binici, “Hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Aynı zamanda da protesto hakkımızı kullanacağız. Hukuka, Anayasa’ya, geleceğimize sahip çıkmak için tüm yurttaşlarımızı 14 Ocak Pazar günü saat 13.00’teki mitingimize davet ediyoruz” şeklinde konuştu.