Türkiye, Ekonomik Özgürlük İndeksi’nde 104’üncü: Senegal’in bile gerisine düştük

Türkiye ekonomisinde sık sık değişen politikalar yurtdışındaki güveni de sarsıyor. Türkiye, Amerikalı Heritage Foundation Vakfı’nın hazırladığı Ekonomik Özgürlük İndeksi’nde 5 yılda 56 sıra birden gerileyerek 180 ülke arasında 104’üncü oldu. Başkanlık sistemine geçildiği 2018 yılında Türkiye bu indekste 58’inci sıradaydı. 2019 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’nin bu indekste 68’inci sırada olmasıyla övündüğünü hatırlatan Prof. Dr. Veysel Ulusoy, “Ekonominin en acı fotoğrafı” dedi.

Dünya genelinde 180 ülkenin sıralandığı indekse göre, 2018 yılında 65.4 puanla 58’inci sırada olan Türkiye, aradan geçen 5 yılda 56.9 puanla 104’üncü sıraya geriledi. Türkiye bu puanla Senegal, Namibya, Gambiya, Fiji, Gana, Honduras gibi ülkelerin gerisine düştü. Türkiye’nin sıralamada yaşadığı gerilemeyi değerlendiren Prof. Dr. Veysel Ulusoy, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2019 yılında ekonomideki gidişata karşı kendisini uyaran Türkiye İş İnsanları Derneği’ne (TÜSİAD) cevap olarak indekste Türkiye’nin 68’inci olmasıyla övündüğünü hatırlattı.

İndeks’in 4 ana grupta 16 alt başlıkta oluştuğunu belirten Ulusoy, şunları söyledi: “Bu başlıklar; hukuk kuralları, denetim etkinliği, hükümet hacmi (boyutu) ve açık piyasa. Bunlar yıllara göre incelendiğinde en büyük kaybın mülkiyet hakkı ve hukukun etkinliğinde yaşandığını görüyoruz. Dünya sıralamamız daha birkaç yıl önce 50’lerde iken 2023’te az gelişmiş ülkelerin bulunduğu grupta yer aldı ve 104’üncü sıraya düştü. Bu endeks yabancı sermayedeki azalmayı, bunun yanında borçlanmanın maliyetinin yükselmesinin nedenlerini açıklamaktadır. Ülkemizin orta gelir tuzağından çıkamadığının, hatta bir alt gruba düşme tehlikesinde olduğunun da kanıtıdır” dedi.

‘BEN YAPTIM OLDU’ DENGEYİ BOZAR

İş Bankası Genel Müdürü Aran, Türkiye’nin, tasarruflarını yeterli düzeye getirememiş, birikimlerini artıramamış bir ülke olduğunu belirterek “Dolayısıyla dış kaynağa ihtiyacımız var. Mevcut tasarruflarımız ülkemizin büyümesi ve refahın artması için yeterli değil. Mutlaka bu resmin içine dış kaynak almamız gerekiyor” dedi. Bankacılık Buluşmaları’nda konuşan Aran, “İçinde bulunduğumuz dönem, riskleri dikkatli yönetmemiz ve pozitifliğin devam etmesi için yapılacakları mutlaka tartışarak, konuşarak, istişareyle yapmamız gereken bir dönem. Yoksa ‘Ben yaptım oldu’ anlayışıyla tekrar bu hassas dengede bir şeyi kaybedersek, örneğin, reel sektör artan finansman maliyetlerinin üstesinden gelemez ve üretkenliğini, verimliliğini, kârlılığını kaybeder hale gelirse tekrar sorunlarla karşılaşabiliriz” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir