Efnan Atmaca – Cumhuriyet’in 100. yılında 100 genç, 12 Kasım Pazar günü Bursa’daki Balat Atatürk Ormanı’nda buluşup Türkiye’nin geçtiği yolları anlatan 100 romanı aynı anda yüksek sesle okudular, seslerini gelecek yüzyıla yolladılar. Kars’tan Çanakkale’ye 11 farklı şehirden 24 ayrı üniversitede tiyatro eğitimi alan 100 genci buluşturan Nilüfer Kent Tiyatrosu’nun (NKT) Genel Sanat Yönetmeni Murat Daltaban’ın Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in deyimiyle ‘çılgın projesi’ “yüz yıllık Söz”dü. O sözün peşine düşenler erken saatlerden itibaren NKT’nin Balat Atatürk Ormanı’ndaki sahnesi Ormandaki Kulübe’yi doldurmaya başladı. Gençler şehre cumartesi günü gelip provalarını bir gün önceki yağmurun, fırtınanın altında yapmıştı.
En sadık dinleyici
Tiyatro öğrencileri kitaplarını aldılar, ekiplere bölünüp kamp sandalyelerine oturdular ve saat tam 13.00’te, aynı anda kitaplarını okumaya başladılar. Ormanın içine yerleştiler, hepsinin yanında hangi kitabı okuduklarını gösteren yeşil bir tabela vardı. Çantalarında da battaniyeleri, okuma lambaları ve ihtiyaç hâlinde sallayacakları kırmızı kurdeleleri. NKT’den oyuncu ablaları, abileri ekip liderleri olarak onlara eşlik edip gerektiğinde ihtiyaçlarını karşıladılar. Bu eşine, benzerine pek rastlanmayan performans son kitap bitene kadar sürecekti. Ve Türkiye’nin 100 yıllık mücadelesini, yaşadıklarını, zaferlerini, korkularını, bu yolda aştığı zorlukları anlatan 100 kitap gök kubbeye yükselip bu eşsiz hikâyeyi sonsuza kadar kaydedecekti. Biri vardı ki öğrenciler arasında o yerine oturur oturmaz yanına gelen irice köpek karşısına uzandı, yorulduğunda patisiyle güç verdi ve kitap bitene kadar onu yalnız bırakmadı. Gaye Boralıoğlu’nun “Dünyadan Aşağı”sını sonuna kadar dinledi, neredeyse altı saat!
Nâzım Hikmet’ten Vedat Türkali’ye, Halide Edib Adıvar’dan Mine Söğüt’e, Safiye Erol’dan Duygu Asena’ya, Ahmet Hamdi Tanpınar’dan İhsan Oktay Anar’a 100 yazarın kitaplarını seçmişti Daltaban. Kadın yazarlara ve kadın öğrencilere ‘ayrımcılık’ yaptığı anlaşılıyordu ki kendi de saklamadı, gururla açıkladı. Feminist mücadelenin ne kadar eski zamanlarda başladığını bu projeye çalışırken keşfettiğini söyleyip kadın yazarların gücünün altını çizdi.
Yazarların ziyareti
Alanın dört bir yanında yer alan ‘sessiz olun’ uyarılarıyla izleyiciler öğrencilerin yanında dolaşıp okudukları kitapları dinlediler. Oturduğu yerin stratejik konumundan mı bilinmez Yusuf Atılgan’ın “Anayurt Oteli”ne herkes bir kulak verdi. Perihan Mağden’in “İki Genç Kızın Romanı” okuyanı sayesinde bir ‘okuma tiyatrosu’na dönüştü ve seyircisini etrafına topladı. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Nutuk”u üçe bölünmüştü. Sabırla ses verdiler bu büyük esere gençler. En büyük sürpriz “Her Zerre Kara” adlı kitabı okunan Özen Yula ile “Zargana”sı evrene yollanan Hakan Günday’ın ormana gelmesiydi. Oturdular, gençlerle birlikte kitaplarını okudular. Bir kez daha sevenlerinin gönüllerini kazandılar. İlk biten kitap Nâzım Hikmet’in “Kuvayı Milliye Destanı” oldu. Her biten kitap bir uyarı sesinin ardından anons edilip alkışlandı. Kitabını okumayı bitiren gitmedi alandan, şansına daha kalın kitap düşen arkadaşlarına destek oldu. Ziyaretçilerin de kitaptan bölümler okumalarına izin verdi öğrenciler. Ben Sait Faik Abasıyanık’tan “Kayıp Aranıyor”u okudum gök kubbeye. Destek verenlerin adlarını not aldılar kitaplara. Kitabı bitiren, ne hissettiğini ve adını yazdı sayfalara. O kitaplardan bir kütüphane kurulacak Nilüfer’de.
Hava karardığında ormanın atmosferi büyülü bir hâl aldı. Gençler işin zorluğuna rağmen yılmadan devam ettiler okumaya. Her biten kitapta alkışlar koptu. Daltaban her alkışta gitti onların yanına, konuştu gelecekteki meslektaşlarıyla. Saatler gece yarısına geldiğinde “yüz yıllık Söz” nüktedan bir tesadüfle, Ayşe Kulin’in “Veda”sıyla sona erdi. “Nutuk”un son cümlesine herkes katıldı. Kapanışta ise Haldun Taner’in “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı”ndan “… Ama repliklerimiz, fısıldaşır dururlar sabaha kadar. Gün ağarır, temizleyiciler gelir, replikler yerlerine kaçışır. Perde” bölümünü okudular hep bir ağızdan. Tarihe önemli bir not düştüler bu uzun, yorucu, keyifli, öğretici ve hiç unutulmayacak performansla 100 genç. Ve “yüz yıllık Söz”e inanan, o sözün gelecek yüzyıllara ulaşmasını hedefleyen herkes.